İçeriğe geç

Hangisi Abbasi Devleti nde yalnızca gayrimüslimlerden alınan vergilerden dir ?

Abbâsî Devleti’nde Yalnızca Gayrimüslimlerden Alınan Vergiler: Antropolojik Bir Bakış

Kültürler arası etkileşim ve toplumsal yapıları anlamak, biz antropologlar için her zaman büyüleyici bir yolculuktur. Her devletin, her toplumun belirli vergi sistemleri, inançlar, ritüeller ve topluluk yapıları vardır. Bugün, Abbâsî Devleti’nde yalnızca gayrimüslimlerden alınan vergilerden biri üzerinde duracağız. Bu konu, aslında sadece bir vergi meselesi değil, aynı zamanda bir toplumun nasıl şekillendiğini, kimliklerin nasıl inşa edildiğini, ve farklı grupların toplumsal yapıda nasıl konumlandığını anlamamıza yardımcı olacak. Gelin, Abbâsî Devleti’nin bu uygulamasına, kültürler arası etkileşimi ve toplumsal hiyerarşileri daha yakından inceleyelim.

Abbâsî Devleti: Sosyal Yapı ve Kimlikler

Abbâsî Devleti, İslam dünyasının önemli siyasi yapılarından biri olup, 750-1258 yılları arasında hüküm sürmüştür. Abbâsîler, başlangıçta Arapları ve Müslümanları bir arada tutan, kültürel ve dini bir bütünlük yaratmaya çalıştılar. Ancak devletin genişlemesiyle birlikte, çok farklı kültürlerin, etnik grupların ve dini inançların bir arada yaşadığı bir toplum yapısı ortaya çıktı. Bu çeşitlilik, sadece günlük yaşamı değil, aynı zamanda toplumsal normları, yönetim biçimlerini ve vergi sistemlerini de derinden etkiledi.

Bu noktada, Abbâsîler’in özellikle gayrimüslimlere yönelik uyguladıkları bazı özel vergi politikaları dikkat çeker. Devletin yönetiminde, gayrimüslimler, Müslümanlardan ayrı bir toplumsal grup olarak değerlendirilmiş ve onlara farklı vergi yükümlülükleri getirilmiştir. Bu durum, Abbâsî Devleti’nde yalnızca gayrimüslimlerden alınan vergilerin toplumsal yapıyı nasıl etkilediğini ve bu vergilerin devletin sembolik yapısındaki yerini anlamamıza yardımcı olur.

Gayrimüslimlere Yönelik Vergiler: Cizye ve Haraç

Abbâsîler, İslam devletlerinde yaygın olan “cizye” vergisini uygulamışlardır. Cizye, bir tür koruma vergisi olarak tanımlanabilir. Gayrimüslim vatandaşlardan, devletin güvenliğini sağladığı, onlara dini özgürlük tanıdığı ve sosyal düzenin teminatını sağladığı için alınan bir vergiydi. Bu vergi, gayrimüslimlerin Müslüman ordusunda askerlik yapmamaları karşılığında talep edilirdi. Aynı zamanda, gayrimüslimlerin kendi dini inançlarını yaşama özgürlüğü için de bir ödeme olarak kabul edilirdi. Cizye, sadece ekonomik bir yükümlülük değil, aynı zamanda toplumsal kimliklerin belirlenmesinde ve güç ilişkilerinin inşa edilmesinde önemli bir sembol haline gelmişti.

Bir diğer vergi türü ise “haraç”tır. Haraç, gayrimüslimlerin toprak sahiplerinden alınan bir vergi türüdür. Bu vergi, devletin yerel yönetimlerinin gelir kaynağı olmasının yanı sıra, aynı zamanda gayrimüslimlerin toplumdaki statülerini belirleyen bir göstergeydi. Haraç, gayrimüslimlere uygulanan ekonomik bir baskıyı simgeliyor ve toplumsal sınıfların oluşumunda önemli bir rol oynuyordu.

Ritüeller ve Semboller: Vergilerin Toplumsal Anlamı

Vergilerin toplumsal yapıyı şekillendiren önemli unsurlar olduğunu söylemiştik. Abbâsîler’in uyguladığı bu vergiler, sadece ekonomik yükümlülükler değil, aynı zamanda toplumsal ritüellerin ve sembollerin bir parçasıydı. Cizye ve haraç, gayrimüslimlerin toplumda nasıl konumlandığını, dini kimliklerinin ne kadar görünür olduğunu belirleyen sembolik anlamlar taşır.

Bu vergiler aynı zamanda, Abbâsîlerin egemenliklerini pekiştiren ve dini-dünyevi hiyerarşilerini oluşturan birer araçtır. Müslümanlar ve gayrimüslimler arasındaki bu vergi farkı, sadece bir ayrım değil, aynı zamanda toplumsal düzeni sürdüren bir sembol ve ritüeldir. Vergi, sadece bir ekonomik işlem olarak değil, aynı zamanda toplumsal bağlılıkları, güç ilişkilerini ve kimlikleri belirleyen bir araç olarak işlev görür. Böylece, devletin gücü, gayrimüslimlere uyguladığı bu vergi politikalarıyla pekiştirilir ve sosyal yapıyı daha da güçlendirir.

Toplumsal Yapılar ve Kimlikler: Vergilerin Sosyal İzdüşümü

Abbâsî Devleti’nde uygulanan bu vergi sisteminin, toplumsal yapıyı nasıl şekillendirdiğini anlamak için, devletin toplumda oluşturduğu kimlikleri incelemek gerekir. Gayrimüslimlerin bu vergiler aracılığıyla toplumsal hiyerarşide nasıl bir yere sahip oldukları, hem onların günlük yaşamını hem de devletle ilişkilerini doğrudan etkiliyordu. Cizye ve haraç, gayrimüslimlerin bir yandan toplumsal olarak dışlanmalarını sağlarken, bir yandan da onlara devlet tarafından tanınan belirli hakları, yani dini özgürlükleri garanti ediyordu.

Bu vergilerin toplumsal yapıyı pekiştiren bir diğer yönü de, gayrimüslimlerin toplumda belirli bir “öteki” rolüne yerleştirilmesidir. Gayrimüslimler, kendi dinlerini yaşarken, devletin ekonomik ve sosyal yapısında bir “katman” olarak varlıklarını sürdürdüler. Ancak, bu katman, her ne kadar belirli haklarla korunmuş olsa da, aynı zamanda belirli bir ayrımcılığı ve dışlanmayı da beraberinde getirdi.

Sonuç: Vergilerin Kültürel ve Toplumsal İşlevi

Abbâsî Devleti’ndeki gayrimüslimlere yönelik vergi uygulamaları, sadece bir ekonomik zorunluluk değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı inşa eden ve güçlendiren bir araçtır. Cizye ve haraç gibi vergiler, gayrimüslimlerin toplumsal yapıda nasıl konumlandığını, kimliklerinin nasıl şekillendiğini ve devletle nasıl bir ilişki kurduklarını gösterir. Vergiler, sadece bireylerin mali yükümlülükleri değil, aynı zamanda bir kültürün, bir toplumun ritüellerinin ve sembollerinin bir parçasıdır. Bu, Abbâsî Devleti’nin kültürel çeşitliliğini, toplumsal yapısını ve yönetim biçimini anlamamıza yardımcı olur. Bugün, farklı topluluklar arasındaki bu tür toplumsal ve ekonomik farklılıkların anlaşılması, hem tarihsel bir bakış açısını hem de kültürel çeşitliliği derinlemesine incelememize olanak tanır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
cialismp3 indirilbet mobil girişprop money